Diş hekimi diş teli tedavisi için başlangıç ​​durumuna göre uygun bir tedavi yöntemi belirler. Bu sabit veya çıkarılabilir diş telleri olabilir ve deformiteye bağlı olarak tedavi birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ortodontik tedavi sırasında dişler çene kemiği içinde hareket ettirilir ve böylece optimize edilir. Normal kapanış, çapraşıklık, boşluklar ve eğik dişlerden sapan ısırma ve çene pozisyonları, dozlanmış kuvvetler kullanılarak iyileştirilebilir veya istenen şekle tamamen getirilebilir. Doku gerilir ve periodonsiyumun bağ dokusu liflerine bir çekme uygulanır. Bu süreçler büyüme evrelerine bağlı olmadığı için dişler yetişkinlikte de hareket ettirilebilir.

Ortodontik tedavi sonrası dişler yanlış pozisyona geri dönebilir!

Sorun şu ki ortodontik tedaviyi tamamladıktan sonra diş telleri artık çekilmediği için dişler yanlış pozisyona geri dönme eğilimindedir. Özellikle ortodontik tedaviden sonra sıfırlama eğilimi önemli ölçüde daha güçlüdür.

Diş hekimleri bu nedenle hastalarına diş tellerinden sonra takip tedavisinden vazgeçmemelerini tavsiye eder. İstenilen sonucu stabilize etmek ve sürdürmek için, bir diş teli çıkarıldıktan sonra bir tutucu önerilir.

Tutucu diş tellerinin devamıdır…

Tutucu, tabiri caizse, diş tellerinin bir uzantısıdır ve mümkün olduğu kadar uzun süre – en az üç ila beş yıl – takılmalıdır. Bununla birlikte, çoğu durumda, nüksetme eğilimi ömür boyu kalır, böylece tutucuyu ömür boyu takmanız gerekebilir. Çünkü tutucu, dişlerin yeni, istenilen pozisyonda kalmasını sağlar. Sabit bir tutucu ve çıkarılabilir bir tutucu arasında bir ayrım yapılabilir.

Sabit tutucu

Sabit tutucu, genellikle iki köpek dişi arasına, dişlerin iç kısmına yapıştırılan ince bir teldir. Bir tutucunun takılması karmaşık değildir, anestezi gerekli değildir ve dişin aşındırılması gerekmez. Hassas tel bir miktar yapıştırıcı ile sabitlenir ve sıkılır. Sabit diş stabilizatörü, sabit diş tellerinin kullanımından sonra dişlerin orta ila şiddetli derecede olan yanlış hizalanması tedavi edildiğinde kullanılır. Bu türlerin takılması, normal olarak, diş tellerinin çıkarıldığı seansta gerçekleşir.

Tel farklı malzemelerden yapılabilir ve dişlere tam olarak oturtulur. Çoğu zaman, çekilmiş veya bükülmüş paslanmaz çelik tel kullanılır. Sert altın alaşımlarından yapılmış teller de vardır.

Temel olarak, sabit tutucuya çok çabuk alışırsınız, genellikle birkaç saat içinde ve sabit diş tellerinden çok daha az rahatsız edici olarak algılanır. Tutucu, görsel olarak dişlerin iç kısmında olduğu için pek fark edilmez. Tutucu takarken diş bakımı da sorun yaratmaz, ancak dişler arasındaki boşlukları iyice temizlemek için diş arası fırçası ve düzenli diş ipi kullanımı uygundur. Güvenli tarafta kalmak istiyorsanız, ağız hijyenini altı ayda bir diş hekiminde yaptırabilirsiniz.

Çıkarılabilir tutucu

Çıkarılabilir tutucu, hizalayıcılar, yani zar zor görünen ateller veya çıkarılabilir klasik diş telleri şeklinde mevcuttur ve geceleri takılır.

Hizalayıcılar, 3D tarama kullanılarak ayrı ayrı yapılan ve alt çenenin yanı sıra üst çene için de yapılabilen şeffaf atellerdir. Şeffaf ateller ya sabit tutucuya ek olarak kullanılır ya da tek başına veya örneğin bir hasta sabit bir tutucuyla baş edemediğinde kullanılır. Bir hizalayıcının avantajı, yalnızca ön diş alanını desteklemekle kalmayıp aynı zamanda yan diş alanını da stabilize etmesidir. Özellikle ilk yıl, atellerin her gece ve bazı durumlarda günde birkaç saat, daha sonra ise sadece iki günde bir sürekli olarak takılması gerekir.

Ayrıca klasik diş tellerine benzer şekilde üst ve alt çene için çıkarılabilir bir tutma aparatı bulunmaktadır. Gevşek diş telleri sayesinde yan diş bölgesinde minimal diş hareketleri elde edilebilir. Tedavi yöntemine bağlı olarak kullanım süresi sadece gece olabileceği gibi gündüz de olabilir. Çıkarılabilir tutucu çoğunlukla küçükten orta dereceye kadar yanlış hizalanmış dişler için kullanılır. Sabit diş tellerinin çıkarılmasından sonraki ilk dönemde unutmamak için bunu her zaman yatakta veya banyoda tutmanız önerilir.

Çıkarılabilir bir tutucu ile diş bakımında herhangi bir değişiklik olmaz, çünkü bu sadece akşam bakımından sonra takılır ve sabah diş bakımından önce çıkarılır. Ancak sabitlenmemiş tutucunun da temizlenmesi gerekir. Günde en az bir kez sıvı temizleyici ile temizlenmelidir. Şeffaf plakları kullanırken temizleme kristallerinin kullanılması tavsiye edilir.

Yeni gülüşünüzle uzun süre mutlu kalın

Yeni gülüşünüzle uzun süre mutlu olabilmeniz için koruyucu takmanız önerilir. Diş teli tedavisinin sonucunun uzun vadede sağlanması mantıklıdır ve takip tedavisi erken durdurulmamalıdır, aksi takdirde çoğu durumda dişler geriye doğru hareket edecektir. Tavsiye edilen süreden sonra tutucuyu dişlerinizde bırakıp bırakmamak sadece sizin verebileceğiniz bir karardır.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Tel tedavisi bitti, şimdi nelere dikkat etmeliyim? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

En azından şimdiye kadar böyleydi Tek kanatlı adeziv köprü, birkaç yıldır eksik ön diş için gerçek ve kalıcı bir alternatif olmuştur. Minimal invazivdir yani dokularda en az hasar oluşturması hedeflenen ve küçük kesiler kullanılarak yapılan bir yöntemdir. Dişlerin daha fazla aşındırıldığı köprünün veya kemik üzerinde ameliyatın yapılması gereken implantın aksine, destekleyici dayanak dişinin çok az aşındırılması gerekir.

Yapışkan köprünün zaferi

Bonding (Adeziv) uygulaması dişlerdeki şekil bozukluklarının giderilmesi ve dişler arasındaki boşlukların kapatılması için yapılan işlemdir. Dişte doku kaybının fazla olmadığı durumlarda kişinin estetik görünümünü kazandırma amacıyla uygulanır. Adeziv işlemi esnasında ağrı ya da acı hissedilmez.

Adeziv köprüler diş hekimliğinde uzun süredir bilinmektedir. Ancak, ilk zamanlarda standart çok kanatlı bir tasarımdı. Bu, boşlukları öncelikle geçici olarak, bazı durumlarda da kalıcı olarak köprüledi. Ancak zamanla, bir bağlantı noktası genellikle koptu.

Uzmanlar son yıllarda yapıştırıcı tekniğine dayanan yeni bir prosedür geliştirdiler. Bu yeni prosedür ve daha iyi seramik malzemeler sayesinde, adeziv köprüler artık sadece bir komşu dişe yapıştırılabilir hale geldi. Tek kanatlı köprü dişin kendi hareketlerine uyum sağlayabildiğinden, köprü gevşemez ya da çok nadiren bir gevşeme söz konusu olur.

Yapışkan bir köprü bu şekilde kullanılır

İlk randevuda diş hekiminiz dayanak dişi aşındırır ve ölçü alır. Daha sonra diş laboratuvarında uygun bir seramik yapışkan köprü üretilir. İkinci diş randevusunda köprü denenir ve eğer hiçbir şeyin değiştirilmesi gerekmiyorsa takılır. Plastik çimento, seramiği kendi dişinize sıkıca bağlar.

Yapışkan bir köprüye ne zaman karar vermelisiniz?

İmplant için yeterli kemik olmadığında adeziv köprü düşünülebilir.

Hala büyümekte olan ve bu nedenle henüz implant yerleştirilemeyen çocuklar ve ergenler için de olası bir çözümdür.

Dayanak dişlerin ciddi şekilde aşındırılması gereken klasik köprüye alternatif olarak adeziv köprü, ön diş bölgesinde de mantıklı olabilir.

Yapışkan köprü hangi durumlarda kullanılamaz?

Yapışkan köprüler, üst orta ön dişler çok dik konumdaysa veya karşıt dişlerin çiğnemesinden kaynaklanan yük çok fazlaysa kullanılamaz.

Diş hekiminiz durumun böyle olup olmadığını önceden netleştirecektir. Çoğu durumda, bir yapışkan köprü dikkate değerdir.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Estetik Görünüm: Eksik ön dişin minimal invaziv değişimi first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Atipik Diş Ağrısı

Atipik diş ağrısı, nedeni belirlenemeyen diş ağrısıdır. “Kalıcı idiyopatik yüz ağrısı”, “odontojenik olmayan diş ağrısı” ve “nöropatik ağız-yüz ağrısı” olarak da adlandırılır. Bu esrarengiz durumu teşhis etmek için, ağrının hastalıklı bir dişte mi yoksa sağlıklı bir dişte mi olduğunun belirlenmesi gerekir.

Atipik diş ağrısı ağrısının belirti ve semptomları şunlardır:

-Genellikle tek taraflı ve kalıcıdır.

-Kötü konumlandırılmıştır ve konum zamanla değişebilir.

-Sıklıkla çenenin nazolabial kıvrımında veya yanında gelişir.

-Dermatolojik bir dağılım izlemez(*).

-Üst veya alt çeneye uzanabilir.

-Yüzün daha geniş bir alanına veya boyna uzanabilir.

-Otonom sinir sistemi(*) belirti ve semptomları eşlik etmez (kızarıklık, gözyaşı, gözlerde yaşarma gibi).

Burada bu duruma eşlik eden diş patolojisi veya anormal görüntüleme/laboratuvar sonuçları yoktur. Genellikle heterotopiktir (yansıyan ağrı) ve lokal anesteziklere yanıt vermez. Bu nedenle, bu ağrı türüyle uğraşırken altta yatan stres ve anksiyete gibi psikosomatik(*) bozukluklar değerlendirilir. Epizodik veya sürekli olabilir.

Odontojenik olmayan diş ağrısının bazı temel belirtileri şunlardır:

-Spontan çoklu diş ağrıları.

-Eksik lokal diş ağrıya neden olur.

-Yanan, pulsatil (kimyasal) olmayan diş ağrıları.

-Sürekli, aralıksız diş ağrıları.

-Kalıcı, tekrarlayan diş ağrıları.

-Normal şartlarda sorunlu dişi bloke eden lokal anestezik yardımcı olmaz.

-Diş ağrısının makul tedavisine yanıt vermemesi.

-Temporomandibular bozukluklar ve nöropatik ağrı, odontojenik olmayan orofasiyal ağrının en yaygın nedenleridir. Ek olarak, bazı odontojenik olmayan ağrıların nedeni risperidon, ketiapin ve aripiprazol gibi ilaçlardır.

Atipik diş ağrısı için tedaviler şunları içerir:

-Bilişsel davranışçı terapi.

-Stresle başa çıkma teknikleri.

-Akupunktur, fizyoterapi, hipnoz.

-Sfenopalatin ganglion blokları(*).

-Kannabinoidler

-Birinci basamak ilaçlar, amitriptilin gibi trisiklik antidepresanları içerir.

-İkinci basamak tedaviler arasında Prozac, Effexor, Tegretol bulunur.

Sinüzit

Sinüzit, sinüsleri kaplayan mukozanın iltihaplanmasıdır. Sinüsler, kafatasında onları birbirine bağlayan dar kanallara sahip dört çift boşluktur. Bu drenaj, burnu hijyenik ve mikroplardan uzak tutmaya yardımcı olur. Genellikle hava ile dolu olan sinüsler tıkanabilir ve sıvı ile dolabilir. Bu olduğunda, mikroplar büyüyebilir ve bir enfeksiyona (bakteriyel sinüzit) neden olabilir.

Sinüzit ağrısı genellikle:

-Süreklidir.

-Elmacık bölgesinde gelişir

-Tek taraflı veya iki taraflı olabilir.

-Pozisyona göre ağrı artar.

-Üst dişlere ve alına yayılır.

-Burun boşluğunun iltihaplanması.

-Üst solunum yolu enfeksiyonları çevresinde yaygındır.

Sinüzitin nedenleri viral, bakteriyel veya alerji olabilir. Odontojenik enfeksiyonlar, sinüzitin yaklaşık %10-40’ını oluşturur. Psödoefedrin(*) gibi nazal dekonjestanlar(*) yardımcı olabilir. Bazen difenhidramin gibi antihistaminikler(*) faydalıdır. Flutikazon gibi nazal steroidler yardımcı olabilir. Semptomlar yalnızca on günden daha kısa bir süredir mevcutsa sinüziti tedavi etmek için antibiyotik kullanılmaz. Bunun istisnası, antibiyotik kullanıldığında hastayı hemen canlandıracak olan yüksek riskli hastalardır.

Umarım bu makaleden hoşlanmışsınızdır. Okuduğunuz için teşekkürler!

Saygılarımızla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

Sözlük:

Dermatomal patern: Vücudun çeşitli kısımlarını kaplayan duyusal sinir paternleri.

Otonom sinir sistemi: Bilinçsizce bedensel işlevleri modüle eden sinir sisteminin bir kısmı.

Psikosomatik bozukluk: Hem zihni hem de bedeni içeren bir hastalık.

Sfenopalatin ganglion bloğu: Sfenopalatin gangliona (SPG) -burun arkasında yer alan bir grup sinir hücresine- baş ağrısı ağrısını hafifletmek için lokal anestezik uygulanan bir teknik.

Psödoefedrin: Etken madde; sinusleri aşırı mukustan arındırarak, oksijen yetersizliğinden kaynaklanan baş ağrısına son verir.

Dekonjestan: Burun tıkanıklıklarını gidermek için kullanılan geniş bir ilaç sınıfıdır. Birçok farklı ilacı içeren bu sınıf ilaçlar genellikle, nazal yollardaki sümükdokulardaki (mukoza zar) şişlikleri azaltarak çalışırlar. Bu ajanlar genellikle burundan veya ağızdan (oral) verilerek kullanılırlar.

Antihistaminikler: Tipik olarak alerji semptomlarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç sınıfı.

The post Diş rahatsızlığının çeşitli kaynakları: Atipik Odontalji ve Sinüzit first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Efsane: Diş çürüklerine yalnızca rafine şeker neden olur.

Gerçek: Diş plağının yoğun olduğu dişlerin çevresinde diş çürüğü oluşur ve bu plak; bakteri, asit, tükürük ve gıda parçacıklarının bir kombinasyonudur. Karbonhidratlar, asit salgılayan ağız bakterileri için muazzam besinlerdir. Diş çürümesinin ana suçlusu bu asittir. Karbonhidrat içeren gıdalara örnek olarak pirinç, patates, meyve, ekmek ve sebzeler verilebilir. Basit rafine şekerler tüketmek diş çürümesi için bir risk faktörüdür, ancak bunun dışında bakterileri besleyen birçok gıda vardır. Turunçgiller ve meyve suları veya alkolsüz içecekler gibi asitli yiyecekler çürüklerin nedeni değildir, ancak diş minesine zarar vererek diş çürümesine neden olur. Asitler dişinizi zayıflatabilir ve mineye zarar verebilir. Dişin mine korumasını kaybetmek ve dentini açığa çıkarmak, çürümeye yatkınlığınızı artıracaktır. Anahtar, evde uygun bakım uygulamaktır. Plakların dişlerinize yerleşmediğinden ve asit maruziyetinin sınırlı olduğundan emin olun.

Efsane: Çocukların dişlerinin çürüme olasılığı yetişkinlerden fazladır.

Gerçek: Sızdırmazlık malzemeleri, florlu su ve önleyici bakım, son 20 yılda okul çağındaki çocuklarda çürümeyi yarı yarıya azaltmaya yardımcı oldu. Bununla birlikte, yetişkin bireylerde  çürüklerin görülme sıklığı artmıştır. Bu artış, tükürük üretimini azaltarak ağzın kurumasına neden olan ilaçların etkileri gibi farklı durumlardan kaynaklanır. Tükürük, asitleri nötralize ettiği için diş çürümesine karşı savaşmaya yardımcı olur. Ayrıca birçok yaşlı yetişkinin dişlerinin çevresinde kemik kaybı vardır, bu da dişlerinin köklerinin açığa çıktığı anlamına gelir. Bu durumda dişlerde kök çürüklerinin oluşması çok kolaydır ve düzeltilmesi daha zor olabilir.

Efsane: Diş yanına yerleştirilen aspirin diş ağrısını hafifletmeye yardımcı olur.

Gerçek: Sadece yutulan aspirin diş ağrısını azaltmaya yardımcı olur. Aspirin neredeyse mide asidi kadar güçlüdür dolayısıyla dişin yanındaki dokuya koymamalısınız. Dişin yanına koyduğunuzda diş eti dokunuzu yakabilirsiniz ve diş etlerinizde büyük bir delik açarak kendiniz için tıbbi bir acil durum yaratabilirsiniz.

Efsane: Dişteki dolgu zarar gördüğünde dolgunun tamamen değiştirilmesi gerekir.

Gerçek: Yeni yapılmış bir kompozit reçine, dolgu malzemesi doğru kullanıldığında dayanıklıdır. Bu dolguların onlarca yıl dayanması oldukça yaygındır. Ancak, yerleştirme sırasında uygun teknik esastır. Beyaz bir dolgunun çevresinde bir miktar bozulma varsa, çoğunun yalnızca onarılması veya yeniden kaplanması gerekir. Başka bir deyişle, dolgunun tamamının değişmesine gerek yoktur, sadece kırılan bölüm onarılır.

Efsane: Dişte bir çürüğünüz varsa, bunu bilirsiniz.

Gerçek: Hafif diş çürüğünde genellikle hiçbir belirti yoktur. Diş çürüğü daha ileri bir aşamada olduğunda ağrı kendini gösterir. Daha derin çürümede, bozulma diş sinirinin etrafındaki alana ulaşır ve bu da boşluklarla ilişkili ağrıyı hissetmenize neden olur. Semptomların ortaya çıkmasını beklerseniz, diş çürüğü ilerlemiş olur ve daha kapsamlı diş prosedürlerine yol açabilir. Bu nedenle dişlerinizi düzenli olarak kontrol ettirmeniz önemlidir.

Efsane: Her diş kronunun önce kanal tedavisine ihtiyacı vardır.

Gerçek: Diş hekimi, eğer mümkünse kanal tedavisine karışmadan porselen diş kaplamalarını deneyecek ve yapacaktır. İstatistikler, diş kronlarına ihtiyaç duyan dişlerin sadece yaklaşık %25’inin kanal tedavisine ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Diş hekiminiz, diş kaplamanızı kanal tedavisi olmadan yapıp yapamayacağınızı görmek için durumunuzu dikkatle değerlendirecektir. Söz konusu dişte çok derin çürük varsa veya diş çok hassassa, diş kaplaması planlanan dişlerde kanal tedavisine ihtiyaç duyma olasılığınız daha yüksek olabilir.

Efsane: Kök kanal tedavisi ağrılıdır.

Gerçek: Çoğu kök kanal prosedürü ağrısızdır. Bazı hastalar bu işlem sırasında ofisimizde uykuya dalarlar. Diş hekiminiz yeterli lokal anestezik yerleştirilmesini sağlayacaktır. Böylece kanal tedavisi herhangi bir ağrı hissetmeden gerçekleştirilecektir.

Saygı ve Sevgilerimle.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Ağız ve Diş Sağlığında Yaygın Efsaneler ve Gerçekler first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Ön diş muayenesi yaptırın

Tedaviye başlamadan önce, mevcut diş sağlığı için bir temel oluşturmak ve mevcut olabilecek sorunları tedavi etmek için hastalar diş hekimlerine dişlerini ve diş etlerini muayene ettirmelidir. Bununla birlikte, hastalar sadece radyasyon veya kemoterapiye başlamadan önce iyileşme süresinin tamamlanabileceği diş prosedürlerinden geçmelidir.

Ağız hijyeni konusunda titiz olun

Kanser tedavisi görmek diş çürümesi veya dişeti hastalığı geliştirme risklerini artırabilir. Bu nedenle, hastalığa neden olan bakteri plağı oluşumunu azaltmak için hastaların her gün dişlerini iyice fırçalamaları ve diş ipi kullanmaları önemlidir. Hastalar ayrıca bakteriler için başlıca besin kaynağı olan diyetlerinde şekeri azaltmalı ve dişleri güçlü tutmak için kalsiyum ve fosfor gibi minerallerle dolu “diş dostu” yiyecekler yemelidir.

Düzenli diş hekimi ziyaretlerine devam edin

Kanser tedavisinden kaynaklanan fiziksel zarar, genellikle rutin faaliyetleri sürdürmeyi zorlaştırır. Yine de hastalar tedavileri sırasında düzenli diş hekimi ziyaretlerini sürdürmeye çalışmalıdır. Diş hekiminiz diş temizliğinin sunduğu oluşabilecek yeni hastalıkları önlemenin yanı sıra, ağız sağlığındaki değişiklikleri de izleyebilir ve uygunsa tedavi sağlayabilir.

Ağız kuruluğunu en aza indirin

Kanser tedavisi görmek tükürük üretimine ve akışına müdahale edebilir. Bu, kronik ağız kuruluğuna yol açabilir ve tükürüğün diş hastalığına karşı tam koruması olmadan diş çürümesi veya dişeti hastalığı riskini artırabilir. Hastalar daha fazla su içerek, tükürük güçlendiriciler kullanarak ve doktorlarıyla ilaç alternatiflerini tartışarak ağız kuruluğunu en aza indirebilirler.

Kanser tedavisi sırasında ağız sağlığınızın zarar görmesini tamamen önlemek mümkün olmayabilir ve daha sonra bir tür diş restorasyonu gerekli olabilir. Ancak bu yönergeleri takip etmek, hasarı en aza indirebilir ve daha sonra diş sağlığınızı yeniden kazanmanızı kolaylaştırabilir.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Kanser Tedavisi sırasında ağız sağlığını korumak için yapabileceğiniz 4 şey first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Tatilde sağlıklı bir ağız hijyeni için bavulunuza koymanız gerekenler

İster sadece bir hafta sonu için gidiyor olun, ister birkaç haftalık bir gezi planlıyor olun, diş fırçanızı ve diş macununuzu yanınıza almayı unutmayın! Günümüzde birçok otel seyahat diş fırçası sağlasa da, genellikle çok serttirler ve diş etlerinize zarar verebilirler. Bu nedenle, ister manuel ister elektrikli olsun, normal diş fırçanızı yanınızda götürmeniz en iyisidir. Çoğu elektrikli diş fırçasının pil ömrü 6-8 gündür. Bunun için şarj cihazınızı yanınıza almayı unutmayın!

Bu temel unsurların ötesinde, fırçalamanızı tamamlamak için küçük diş arası fırçalarınızı veya diş ipini de çantanıza koyabilirsiniz. Diş ipi kullanmayı seviyorsanız, taşınabilir, yerden tasarruf sağlayan ve hepsinden önemlisi nerede olursanız olun kullanımı kolay bir model seçmeyi düşünün.

Son olarak, örneğin parasetamol bazlı analjezik ilaçlar almayı da unutmayın. Tatiliniz sırasında diş ağrısı çekiyorsanız ağrıyı hafifletmek için faydalı olabilirler!

Tatildeyken unutulmaması gerekenler

Bildiğimiz gibi, tatildeyken zorunluluklardan kaçınma eğilimindeyiz ve bazen hijyeni biraz ediyoruz… Ama dişlerinizin beyazlığı ve sağlığı, kusursuz ağız hijyenine bağlıdır!

Yani tatilde bile mazeret yok:

-Her yemekten sonra (günde en az iki kez) 2 dakika dişlerinizi fırçalayın.

-Fırçalamayı tamamlamak için diş ipi veya ağız gargarası kullanın.

Ve bu aynı zamanda çocuklar ve gençler için de geçerlidir!

Tatilde diyet: yapılacak doğru seçimler

Yazın küçük zevklerini yaşamanızı yasaklayarak tatilinizi mahvetmek elbette bizden uzak olsun… Ama unutmayın ki yıl boyu beyaz ve sağlıklı dişler için bazı yiyecekler ölçülü tüketilmelidir!

Aslında gazlı içecekler, tatlılar ve aynı zamanda çok tatlı veya yapışkan yiyeceklerin tümü karyojeniktir ve bu nedenle tüketimini sınırlamak en iyisidir. Bu tatlı ve cazip yiyecekler olmadan yaşamak zor geliyorsa, tükettikten sonra bir bardak su içmeyi ve her yemekten sonra dişlerinizi iyice fırçalamayı unutmayın. Dişlerinizi fırçalayamıyorsanız, tükürük hareketini etkinleştirmek için şekersiz sakız da çiğneyebilirsiniz.

Son olarak, diş plağının görünümünü sınırlamak için küçük miktarlarda bile olsa gün boyunca yemek yemek, tükürüğün rolünü yerine getirmesi için zaman vermediğinden, ara öğünlerden kaçınmanız önemlidir.

Diş kusuru durumunda ne yapılmalı?

Tatiliniz sırasında dişiniz kırılırsa, inatçı diş ağrınız varsa veya dolgu veya diş protezinizi kaybederseniz, yakınınızdaki bir diş hekimine başvurmaktan çekinmeyin. Diş kaybı gibi belirli durumlar acil bakım gerektirir ve mutlaka size hızlı bir şekilde yardımcı olacak bir diş hekimine gitmelisiniz.

Diş hekiminizin numarasını yanınıza almayı unutmayın!

Tavsiye için önce onu arayabilmeniz için her zamanki diş hekiminizin numarasını yazmak da iyi bir fikir olabilir. Eve döndüğünüzde, takip edebilmesi ve gerekirse size uygun tedaviyi sunabilmesi için ondan da randevu alabilirsiniz.

Çözüm

Dişteki boşluklar tatil yapmaz! Yurt dışına gitseniz bile dişlerinize iyi bakmaya devam edin ve seyahat ederken diş komplikasyonlarından kaçınmak için bu ipuçlarını izleyin.

Ve hepsinden önemlisi… Gülümseyin!

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

The post Dişlerinizi tatillerde de sağlıklı ve güçlü tutmanın yolları first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Ağız cerrahisi tam olarak nedir ve bir kişinin bunu ne zaman yaptırması gerekir? Ağız ve çene cerrahisi, bazen adlandırıldığı gibi, bir kişinin ağzı, dişleri ve çenesi ile ilgili sorunları düzeltmeye odaklanan bir tıp alanıdır. Ağız cerrahisi olarak kabul edilebilecek birkaç işlem vardır ve bunlar arasında diş çekimi, kök kanalları, diş implantları ve çene onarımları yer alır.

Diş çekimi için yirmi yaş dişlerinin çekilmesini listeye dahil edebilirsiniz. Gömülü dişlerin çıkarılması, çürük veya kırılmış dişlerin çekimi ve hatta doğal olarak düşmeyen süt dişlerinin çıkarılması da buraya eklenebilir. Bazı diş hekimleri de estetik diş hekimliği yaparken veya diş telleri yardımıyla dişleri düzgün bir şekilde hizalamaya çalışırken bazı dişleri çekmeyi gerekli görmektedir.

Ağız cerrahisine ne zaman ihtiyacınız var?

Diş hekiminiz ağız cerrahisi ile ilgili işlemlerden birinin ne zaman gerekli olduğunu size söyleyecek ve ayrıca işlemin ne için olduğunu ve ameliyattan önce ne yapmanız gerektiğini de söyleyecektir. Ayrıca ameliyatın ne zaman gerçekleşeceği ve ne beklemeniz gerektiği de size söylenecektir.

Diş hekiminiz, operasyon öncesi ve sonrasında hangi ilaçlara ihtiyacınız olacağını ve neleri hazırlamanız gerektiğini size söyleyecektir. Bu noktada, diş hekiminize prosedürle ilgili bazı korkularınız hakkında bilgi vermeniz gerekecek, böylece size daha fazla açıklama yapabilecekler ve ne olacağı konusunda sahip olabileceğiniz korkuları hafifletmenize yardımcı olacaklardır. Bu noktada yapılacaklar hakkında sorular sorabilir ve sedasyon, gevşeme ve kullanılabilecek dikkat dağıtma yöntemleriyle ilgili seçeneklerinizi öğrenebilirsiniz.

Randevu gününden önce, ihtiyacınız olan her şeye sahip olduğunuzdan emin olun…

Randevu gününden önce, ihtiyacınız olan her şeye sahip olduğunuzdan emin olun. Diş hekiminizin reçete ettiği ilaçların yanı sıra, ameliyattan sonra size eşlik edecek ve sizi eve götürecek birinin de olması gerekir. Ameliyatınız için uyuşturulduktan ve ayıldıktan sonra, tek başınıza eve gitmeniz veya hatta kendi başınıza gelmeniz de tavsiye edilmez. Tamamen ayık durumda olsanız bile, işlemden sonra birinin sizi klinikten eve götürmesi sizin için daha güvenlidir.

Ayrıca ameliyattan önce ve sonra…

Ayrıca ameliyattan önce ve sonra nelerden kaçınmanız gerektiğini de öğrenmeniz gerekecektir. Diğer cerrahi işlemlerde olduğu gibi, ağız cerrahisi de randevunuzdan birkaç hafta önce alkol ve sigaradan uzak durmanızı gerektirebilir. Ameliyatınız sırasında aşırı kanamayı önlemek için diş hekiminiz ayrıca aspirin gibi kanınızı incelten bazı ilaçlardan uzak durmanızı tavsiye edebilir. Ayrıca ameliyattan önce ağır bir yemek yememeniz ve kliniğe gelmeden önce dişlerinizi fırçalamanız ve diş ipi kullanmanız da söylenebilir.

Diş hekiminiz ayrıca randevunuza takı, makyaj ve modaya uygun ancak rahatsız edici giysiler giymemenizi tavsiye edebilir. Kontakt lensler de işlem sırasında kullanılmamalı, çünkü ne tür bir sedasyon yönteminin kullanıldığına bağlı olarak gözlerinizin tüm süre boyunca kapalı kalma olasılığı yüksektir.

Planlanmış operasyonunuzdan önce ilgilenmeniz gereken diğer şeyler, dinlenme alanınız ve malzemelerinizdir. Hafifçe desteklenmiş bir şekilde uyumanız gerekebileceğinden, sonrası için yeterince yastık bulundurun. Evde sahip olduğunuz yiyeceklerin sizin durumunuzdaki biri için de ideal olduğundan emin olun. Diş hekiminiz bir süre katı gıdalardan uzak durmanızı önerecektir, bu nedenle bu günlerde sizi ayakta tutacak yumuşak gıdalar ve besin değeri yüksek içecekler tüketmelisiniz.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Diş Polikliniği

The post Ağız Cerrahisinin Temelleri first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.