Diş Mühürleme Nedir?

Diş mühürleme, çocukların diş yüzeylerini çürük ve lekelere karşı korumak için kullanılan etkili bir önleyici tedavidir. Bu işlem sırasında, diş hekimi özel bir plastik reçine tabakasını çocuğun dişlerinin çiğneme yüzeylerine uygular. Bu tabaka, çocuğun dişlerini çürük oluşumuna karşı korur ve temizliği kolaylaştırır.

Çürük Riskini Etkili Bir Şekilde Azaltın

Azı dişlerinin diş yüzeyinin kapatılıp kapatılmaması konusunda üç kriter önemli rol oynuyor: 1. Çocuk nasıl yemek yiyor? 2. Dişler ne kadar iyi fırçalanıyor? 3. Azı dişlerinin anatomisi nedir, yani çatlaklar ne kadar derin?

Neredeyse her çocuğun kritik olarak belirtilen noktalardan en az birini karşıladığı görülmektedir ve çoğu çocuk için fissür kapatmanın mantıklı olduğu düşünülmektedir. Çocuğunuzun diğer dişlerinde zaten çürük varsa, çürüksüz azı dişlerinin kapatılması özellikle tavsiye edilir. Sızdırmazlık yeni ve hala sağlıklı dişlerde çürük riskini etkili bir şekilde azaltabilir. Küçükler dişlerini iyice fırçalamayı zorlaştıran sabit diş telleri taktığında sızdırmazlık neredeyse zorunlu hale gelir. Bu nedenle on iki yaşında, mühürlü azı dişlerine sahip olanların oranı neredeyse yüzde 80’dir.

Hızlı ve Kolay Prosedür

İşlem tamamen ağrısızdır ve çoğu durumda birkaç dakika içinde tamamlanır. İşlem sırasında dişler öncelikle iyice temizlenir ve ardından özel bir plastikle doldurulur. Sızdırmazlık, azı dişlerindeki bakteri plağının uzaklaştırılmasını kolaylaştırır, bu da diş çürümesi riskini önemli ölçüde azaltır. Ancak unutmamak gerekir ki kapsamlı diş bakımı hala gereklidir.

Diş Mühürleme Önemli Bir Koruyucu Tedavi

Çocukların dişleri, genç yaşlarda öğrenilen sağlıklı diş bakım alışkanlıklarıyla ömür boyu sürecek bir koruma kazanabilir. Diş mühürleme, bu önleyici yaklaşımın önemli bir parçasıdır. Çocukların dişlerinin mühürlenmesi, onların genel sağlıklarını korumanın yanı sıra, aynı zamanda diş hekimine düzenli ziyaretlerin de bir parçası olarak düşünülmelidir. Bu, çocukların gülümserken sağlıklı dişlere sahip olmalarını ve bu gülümsemeyi ömür boyu sürdürebilmelerini sağlayacaktır.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Çocukların dişleri mühürlenmeli mi? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Dilinizi dişlerinizin üzerinde gezdirirseniz muhtemelen yumuşak, tüylü bir kaplama hissedebilirsiniz. Bu kaplamaya plak veya diş plağı adı verilir ve sürekli olarak oluşur. Plakla mücadele etmek için düzenli diş fırçalama gereklidir, aksi takdirde diş eti iltihabı, periodontit ve diş çürümesi riski vardır. Plak veya biyofilm tükürük bileşenleri, yiyecek artıkları ve bakterilerden oluşur. Plak özellikle diş araları ve diş eti çizgisi gibi ulaşılması zor yerlere yerleşir.

Plak genellikle beyaz-sarımsı renktedir ancak zamanla kahverengimsi ve hatta sigara içenlerde siyaha da dönüşebilir. Kaplamanın ayrı ayrı renklenmesi çay, kahve, kırmızı şarap ve tütün dumanından kaynaklanan katrandan kaynaklanabilir. Dişlerinizi fırçaladıktan kısa bir süre sonra plak tekrar oluşur. İlk başta yumuşaktır ve hafif tüylüdür. Ancak yeterince temizlenmezse tükürükte mineraller birikir. Bu plağın sertleşmesine ve tartar oluşmasına neden olur. Bu, dişlerin yüzeyini pürüzlü hale getirir ve bakterilerin kolonileşmesini kolaylaştırır.

Hangi hastalıklar ortaya çıkabilir?

Bakteriler ve bunların plakta bulunan veya tartarda oluşan metabolik ürünleri diş etlerine saldırabilir. Sonuçlar diş eti iltihabı, periodontit veya diş çürümesi olabilir. Plağı çıkarmanın veya oluşumunu önlemenin en iyi yolu, diş ve ağız hijyenini tam olarak uygulamaktır.

Diş ve Ağız Hijyeni İpuçları:

-Sürekli olarak oluşan plakları gidermek için dişlerinizi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez üç dakika fırçalayın.

-Diş minesini güçlendirmek için florürlü diş macunu kullanın.

-Dişlerinizin arasındaki boşlukları günde bir kez diş ipi veya diş arası fırçaları ile temizleyin.

-Tam temizlik konusunda emin değilseniz dişlerdeki plağı görünür hale getiren özel renklendirici tabletler kullanabilirsiniz.

-Eğrilmiş veya aşınmış diş fırçası daha az etkili bir şekilde temizleyecek ve diş etlerine zarar verecektir. Bu yüzden diş fırçanızı iki ayda bir değiştirin.

-Diş minesine zarar verebileceği için kabartma tozu gibi ev ilaçları kullanmaktan kaçının.

-Plak ve tartarın temizlenmesi için yılda bir kez diş hekiminden randevu alın.

-Şekerli gıdaları azaltın.

-Sağlıklı ve şekersiz beslenme diş sağlığınıza katkı sağlar.

Sonuç olarak diş plağı, diş sağlığımızı tehdit edebilecek bir sorundur, ancak düzenli ve etkili bir bakım rutini ile kontrol altına alınabilir. Düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanımı, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli diş kontrolleri, diş plağı oluşumunu önlemek ve diş sağlığınızı korumak için önemli adımlardır. Unutmayın, sağlıklı bir gülümseme için düzenli ve doğru bakım şarttır.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Plağı en iyi şekilde nasıl giderebilir ve önleyebiliriz? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Günümüzde estetik diş hekimliğinde arzu ettiğimiz gülümsemeye ulaşmamıza yardımcı olabilecek çok sayıda gelişmiş çözüm bulunmaktadır. Dişlerin görünümünü güzelleştirmek için özellikle popüler ve etkili yöntemler beyazlatma ve kaplamalardır.

Beyazlatma sayesinde daha parlak dişler

Beyazlatma, doğal dişleri nazikçe beyazlatmak için kanıtlanmış bir yöntemdir. Yaşam boyunca yemek yeme, sigara içme veya bazı ilaçları alma nedeniyle dişlerin rengi değişir. Diş hekimliği pratiğinde beyazlatma işlemi çeşitli renk tonlarında yapılabilmektedir. Tedavinin ön şartı sağlıklı dişler ve beyazlatma öncesi profesyonel diş temizliğidir.

Estetik dişler için ultra ince kaplamalar

Kaplamalar, görünümü iyileştirmek için dişlerin ön kısmına uygulanan ince, özel yapım seramik veya plastik kabuklardır. Diş laboratuvarında kişiye özel olarak üretilir ve çarpık dişleri, renk bozukluklarını, kırık veya aşınmış dişleri düzeltmek ve estetik açıdan hoş bir gülümseme yaratmak için kullanılırlar. Kaplamalar ayrıca dişlerin arasındaki boşlukları kapatmak veya dişlerin şeklini ve boyutunu değiştirmek için de kullanılabilir. Kaplamaları yapıştırmak için, kaplamaya yer açmak amacıyla yalnızca diş minesinin ince bir tabakasının taşlanması gerekir. Kaplama daha sonra özel bir yapıştırıcı kullanılarak dişe uygulanır ve kalıcı olarak yapıştırılır. Kaplamalar, uzun vadede gülümsemenizi iyileştirebilecek popüler bir kozmetik çözümdür. Yılın herhangi bir zamanında kaygısız bir ışıltının önünde hiçbir şey duramaz.

Güzel bir gülüş, sadece estetik değil, aynı zamanda genel sağlığınızın bir yansımasıdır. Unutmayın ki, küçük adımlarla başlanan değişiklikler, uzun vadede büyük farklar yaratabilir. Yeni yıla ışıltılı bir gülüşle devam edin!

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Yeni yılda güzel dişlerle ışıltılı bir gülümseme first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Bazen esneme veya çiğneme sırasında çeneden hafif bir tıklama sesi gelebilir. Bazı durumlarda bu ses bir sonraki çiğneme hareketiyle birlikte kaybolur. Hasta için endişe verici görünse de çoğu durumda zararsızdır. Ancak çene bölgesinde ağrı, alt çenede hareket kısıtlılığı veya şişlik gibi ek semptomların ortaya çıkması durumunda diş hekimine başvurmanız önerilir. Diş hekimlerinin kraniomandibular disfonksiyon adını verdiği çene bölgesinde bir fonksiyon bozukluğu olabilir.

Çeneden gelen seslere ne sebep oluyor?

Çene eklemimiz son derece karmaşıktır ve çeşitli hareket seçenekleri sunar. Kural olarak, çene açıldığında eklem başı, bir kıkırdak diski olan diskle birlikte ileri doğru kayar. Ancak bazen diskin eklem başının önünden öne doğru kayması da mümkündür. Bu, kıkırdak diskinin gecikmeli olarak hareket etmesine neden olur ve sonuçta bir çatlama sesi ortaya çıkar. Kıkırdak diskinin ara sıra kayması alışılmadık bir durum değildir. Ağrı olmadığı sürece bu genellikle zararsızdır.

Diş hekimi nasıl yardımcı olabilir?

Çenesinde düzenli olarak tıklama sesleri duyan kişiler geceleri dişlerini gıcırdatabilir veya sıkabilirler. Uyku sırasındaki yoğun hareketler, sabah esnerken kıkırdak diskinin kaymasına ve yerine geri kaymasına neden olarak gürültüye neden olabilir. Diş gıcırdatma anlamına gelen tıbbi terim olan bruksizm, toplum arasında oldukça yaygındır. Özellikle 30-45 yaş arası kadınlar uyurken dişlerini gıcırdatıyor. Stres çoğu zaman tetikleyicidir. Bu gibi durumlarda, çene eklemlerindeki gerilimi azalttığı için ısırma ateli yardımcı olabilir. Bazen takma dişler sebep olabilir veya genetik faktörler rol oynayabilir.

Geceleri diş sıkma veya gıcırdatma sorunları varsa, gece plağı veya splint kullanımı önerilebilir. Stres ve anksiyete yönetimi teknikleri, çene tıklamalarının azaltılmasına yardımcı olabilir. Fizik tedavi diğer bir tedavi yöntemidir ve çene kaslarını güçlendirmek ve esnekliğini artırmak için önerilebilir. Ağrı ve iltihaplar söz konusu ise bunu azaltmak amacıyla diş hekimi tarafından reçete edilen ilaçlar kullanılabilir. Tüm bu yöntemler başarısız olduğunda cerrahi müdahale, çene eklemi sorunlarına çözüm olabilir.

Sonuç olarak çene tıklamaları, birçok kişinin karşılaştığı bir sorun olabilir. Ancak, nedenlerini belirlemek ve uygun tedaviyi almak önemlidir. Eğer çene tıklamalarıyla karşılaşıyorsanız, bir diş hekimi veya kulak burun boğaz uzmanı ile görüşmek, doğru teşhisi koymak ve uygun bir tedavi planı oluşturmak için önemlidir. Unutmayın, sağlıklı bir çene, rahat bir yaşamın önemli bir parçasıdır.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Tıklayan çene ne anlama geliyor? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Çoğu insan güzel, beyaz dişler ister. Bu anlaşılabilir bir durumdur; sonuçta, konuştuğunuz kişide genellikle ilk fark ettiğiniz şey yüz ve çoğu zaman gülümsemedir. Bu nedenle birçok insanın güzel bir gülümsemeye sahip olmak için çeşitli yollara başvurması anlaşılabilir bir durumdur.

Bazı diş macunları, diş beyazlatma gibi tedavilerin yanı sıra, genellikle ilk kullanımdan sonra dişlerin beyazlatılmasını da vaat eder. Aktif kömürlü diş macunu son dönemlerde moda oldu. Ama bu ne anlama geliyor? “Siyah diş macunu” amacına hizmet ediyor mu? Ve en önemlisi: Kömürlü diş macunu güvenli midir?

Aktif Kömür Dişlerde Nasıl Çalışır?

Aktif karbonun tüm dozaj formlarının ortak noktası, çalışma şekilleridir. Aktif karbon çok pürüzlü bir yüzeye sahiptir. Bu, bazı maddelerin kömüre yapışarak uzaklaştırılabileceği anlamına gelir. Aktif kömürün diş bakımında istenen etkisi bakterilerin yok edilmesi ve dişlerin beyazlatılmasıdır.

Ancak pratikte durum böyle değildir. Bunun yerine aktif karbonun dişleriniz üzerindeki etkisini zımpara kağıdı gibi hayal edebilirsiniz. Bakteriler o kadar sert bir şekilde silinir ki, diş minesi de saldırıya uğrar ve diş yüzeyi pürüzlenir. Bu, “zararsız” renk değişikliğinden diş çürüğü gibi doğrudan diş problemlerine kadar çok sayıda diş problemine kapı açar.

Pratik Yardım mı?

Aktif kömürlü diş macunlarının bazı avantajları vardır. İçerdikleri kömür tozu, adsorpsiyon özelliği sayesinde diş yüzeyindeki lekeleri absorbe edebilir. Bu, zamanla oluşan kahve, çay veya sigara gibi lekelerin giderilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, diş minesine zarar vermeden diş beyazlatma konusunda doğal bir seçenek olarak görülebilir.

Tehlikeler ve Sorunlar

Aktif kömürlü diş macunlarının yaygın kullanımı bazı sorunları da beraberinde getirebilir. İşte dikkate alınması gereken bazı noktalar:

Aşındırıcı Olabilir: Aktif kömürlü diş macunları, aşındırıcı olabilir ve uzun süreli kullanımı diş minesine zarar verebilir. Diş minesinin aşınması, diş hassasiyetine ve çürük riskine neden olabilir.

Etkinliği Tartışmalıdır: Aktif kömürün diş beyazlatma üzerindeki etkinliği konusunda bilimsel bir konsensüs bulunmamaktadır. Bazı çalışmalar etkili olduğunu gösterse de, uzun vadeli etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Tıbbi Uyarılar: Aktif kömürlü diş macunları, bazı kişilerde hassasiyet veya diğer ağız sorunlarına neden olabilir. Özellikle diş eti rahatsızlığı yaşayan veya diş minesinde zaten sorunları olan kişiler, bu ürünleri kullanmadan önce bir diş hekimine danışmalıdır.

Aktif Kömürlü Diş Macununun Dikkatli Kullanımı Önemli

Aktif kömürlü diş macunları, diş beyazlatma konusunda cazip bir seçenek gibi görünebilir, ancak dikkatli kullanım gerektirir. Diş hekiminizle görüşmek, bu tür ürünleri kullanmadan önce en doğru adımdır. Ayrıca, günlük diş bakım rutininizde diş fırçalama ve diş ipi kullanımını aksatmamak da önemlidir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı dişlere sahip olmak, sadece beyaz bir gülüş değil, aynı zamanda genel ağız sağlığına da bağlıdır.

Saygılarımızla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Aktif kömürlü diş macunu: Pratik yardım mı yoksa tehlikeli trend mi? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Diş Kaplamaları Nedir?

Diş kaplamaları, dişe yerleştirilmiş ince, özel olarak şekillendirilmiş porselen veya kompozit reçine tabakalardır. Bu kaplamalar, dişlerdeki deformasyonları, renklerini ve görünümlerini düzeltilebilir ve geliştirilebilir. Aynı zamanda dişlere hacim kazandırabilir ve çeşitli hasarları gizleyebilir.

Hangi Durumlarda Diş Kaplamaları Kullanılır?

Diş kaplamaları, aşağıdaki durumları tedavi etmek ve düzeltmek için kullanılabilir:

Renk değişiklikleri: Diş kaplamaları, dişlerin rengini beyazlatmak veya değiştirmek için kullanılabilir. Özellikle sigara içimi, kahve veya çay tüketimi gibi parçaların oluşturduğu lekeleri temizlemek için etkilidir.

Diş şekli ve boyutu: Diş kaplamaları, dişlerin şeklini ve dişlerdeki bozuklukları düzeltilebilir. Özellikle çarpık, kısa veya dengesiz dişlerin düzeltilmesi için faydalıdır.

Kırık veya çatlak dişler: Diş kaplamaları, kırık veya çatlak dişleri onarmak ve korumak için kullanılabilir. Bu, dişlere hacim kazandırabilir ve hasarları engelleyebilir.

Boşluklar: Diş kaplamaları, dişler arasındaki boşlukları kapatmak veya daraltmak için kullanılabilir.

Aşındırılmış dişler: Diş kaplamaları, diş minesi aşınmış dişlerin korunmasına yardımcı olabilir.

Diş Kaplamaları Nasıl Uygulanır?

Diş kaplamaları tedavisi şunları içerir:

Muayene ve planlama: İlk olarak, diş hekiminiz dişlerinizin mevcut durumunu muayene eder. Buna göre tedavi planı oluşturulur ve uygun kaplama malzemeleri seçilir.

Hazırlık: Diş kaplamaları uygulanmadan önce, dişlerin yüzeyi biraz aşındırılır ve şekillendirilir. Bu, kaplamaların doğru bir şekilde oturmasını sağlar.

Ölçü ve uygulama: Diş hekimi, dişlerinizin ölçülerini alır ve kaplamalar bu ölçülere göre laboratuvarda hazırlanır. Daha sonra kaplamalar dişlere yapıştırılır.

Son kontrol: Kaplamalar dişlerinize uygulandığında, diş hekiminiz son kontrollerini yapar ve gerekli görmesi halinde yeni düzenlemeler yapılmasını sağlar.

Sonuç olarak diş kaplamaları, estetik ve fonksiyonel diş çözümleyiciler arasında etkili bir tedavi seçeneğidir. Hasarlı, renk değişimi geçiren veya şekil bozukluğu yaşayan dişler, diş kaplamalarıyla yeniden onarılabilir. En iyi tedavi planı, diş hekiminizin değerlendirmesine dayanır. Unutmayın, diş kaplamaları, sağlıklı bir gülümseme ve enerjinizi geri kazanmanıza yardımcı olabilir.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Hasarlı dişleri diş kaplamalarıyla onarın first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Perikoronit Nedir?

Perikoronit, ağızdaki dişlerin çevresindeki yumuşak dokuların çıkışıdır. Yirmi yaş dişleri olarak bilinen üçüncü büyük azı dişleri çevresindeki diş eti dokularında görülür. Bu dişler genellikle ağızdaki diğer dişlere göre daha geç çıkarlar ve bazen yanlış şekillerde büyüyebilirler. Bu yanlış pozisyonlar, diş eti dokularının üzerine baskı yapılmasına ve bu noktalarda yiyecek artıklarının birikmesine yol açabilir.

Perikoronitinin Nedenleri:

Diş çıkma sorunları: Yirmi yaş dişleri çıkarken diğer dişlerin önünde veya geride kalmış olabilir.

Yetersiz ağız hijyeni: Diş eti dokularının üzerine sıkışan yiyecek artıkları ve bakterileri, perikoronit riskini artırabilir.

Travma: Diş eti dokularına travma veya baskı uygulayan şiddetli ısırma veya darbeler perikoroniti tetikleyebilir.

Perikoronitin belirtileri şunları içerebilir:

Ağrı: Diş eti dokuları çevresindeki iltihap, şiddetli ağrılara neden olabilir.

Kızarıklık ve şişlik: İltihaplanan bölge kızarır ve şişer.

Kötü tat veya koku: Perikoronit, ağız içinde kötü tat veya koku üretebilir.

Ağız açma zorluğu: Şiddetli perikoronit vakalarında, ağzı açmak zorlaşabilir.

Perikoronitin Tedavisi:

Perikoronit tedavisi, diş hekimi tarafından yapılmalıdır. Tedavi genellikle şu adımları içerir:

Antibiyotik Tedavisi: Enfeksiyonu kontrol altında tutmak için antibiyotikler reçete edilir.

Diş Eti Temizliği: Diş eti dokularında fazlalık varsa bu dokular alınabilir.

Diş Çekimi: Perikoronit tekrarlayan bir sorunsa, dişin eklenmesi mümkündür.

Ağız hijyeni iyileştirme: Diş eti dokularının üzerine sıkışan yiyecek artıklarını temizlemek ve ağız hijyenini düzenli yapmak ve profesyonel destek almak perikoroniti hafifletmeye yardımcı olabilir.

Önleme Yöntemleri

Perikoronit riskini azaltmak için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz:

Yirmilik dişlerin düzenli olarak kontrol ettirmek

Diş hekiminizin önerilerine uygun şekilde ağız sağlığına dikkat edin

Diş eti iltihaplarını ihmal etmemek ve erken tedavi için diş hekiminize başvurun

Sonuç olarak perikoronit gibi diş sağlığı sorunlarının ihmal edilmemesi ve profesyonel bir diş hekimi tarafından tedavi edilmesi önemlidir. Diş sağlığına dikkat etmek, ağrı ve rahatsızlıkları yaşamamak için önemlidir. Unutmayın, ağız sağlığınız genel sağlığınızın bir parçasıdır ve dikkatli bir şekilde korunmalıdır.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Yirmilik dişlerin korkulu rüyası: Perikoronit first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Ortodontik tedavi, genellikle diş teli veya şeffaf plaklar gibi cihazlar kullanılarak uygulanır. Bu cihazlar, dişlerin yapısının düzelmesine yardımcı olur ve tedavi sürecinin uzunluğu ve etkinliği, kişinin beslenmesi ile de doğru orantılıdır. İşte diyet ve bakımın ortodontik tedavi sonuçlarının sağlanması gereken bazı önemli noktalar:

Yumuşak ve kolay çiğnenen yiyecekler: Diş telleri veya şeffaf plaklar takıldığında, yiyecek seçimleri büyük önem taşır. Sert ve yapışkan yiyecekler, diş tellerine zarar verebilir ve ağrıya neden olabilir. Bu nedenle ortodontik tedavi sırasında yumuşak ve kolay çiğnenen yiyecekleri tercih etmek önemlidir. Püre halinde sebzeler, yoğurt, süt ürünleri ve sulu meyveler bu dönemde tercih edilebilir.

Temizlik ve hijyen: Ortodontik cihazlar yiyecek artıklarını daha kolay tutar, bu da plak oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle ağız hijyeni özellikle önemlidir. Dişlerin ve ağzın düzenli olarak temizlenmesi, çürüklerin ve diğer ağız sağlığı sorunlarının önlenmesine yardımcı olur.

Sert gıdaların kısıtlanması: Çiğneme işlemi, ortodontik tedavi sırasında önemlidir ve sert yiyeceklerin tüketimi diş tellerine zarar verilebilir. Bu nedenle ceviz, fındık, sert şekerler gibi sert gıdaların tüketiminin sınırlaması önemlidir.

Sağlıklı beslenme: Ortodontik tedavi sırasında sağlıklı bir beslenme alışkanlığının sürdürülmesi çok önemlidir. Dengeli bir diyet ile genel sağlığınızı destekleyerek tedavi sürecini olumlu bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Bol miktarda sebze, meyve ve yeterli protein tüketimi bu konuda yardımcı olabilir.

Düzenli kontroller: Ortodontik tedavi sırasında düzenli olarak diş hekiminize başvurmak, tedavinin ilerleyişini izlemek ve bağlantılarını ayarlamak için önemlidir.

Sonuç olarak diyet ve tedavi, ortodontik tedavi sürecinde büyük bir rol oynar. Doğru yiyecek seçimleri ve ağız hijyeni sürecin başarılı bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunur. Ayrıca sağlıklı bir diyet, genel sağlığınızı ve ağız sağlığınızı destekleyerek tedavi sürecinizi olumlu bir şekilde sürdürebilir. Ortodontik tedavi, güzel bir gülümseme ve ağız sağlığını korumak için önemli bir yatırımdır, bu nedenle diyet ve beslenme konularına dikkat etmek önemlidir.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Diyet ve beslenmenin ortodontik tedaviye etkisi first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Tükürükte ve mukoza zarlarında yaklaşık 600 farklı mikroorganizma türünün bulunduğunu biliyor muydunuz? Mikroorganizmalar küçücük canlılardır. O kadar küçüktürler ki onları çıplak gözle göremiyoruz, ancak mikroskopla görebiliriz. Ağızda da çok sayıda mikroorganizma yaşar ve bu da dişlerin sağlığı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Ağzımızdaki tüm mikroorganizmaların tamamına ağız florası denir. Ağız florasında da ağırlıklı olarak yararlı ama aynı zamanda zararlı mikroplar yeniden yaşar. Etkili mikroorganizmalar dental seramiklerde “serbest radikal süpürücüler” gibi davranırlar. Bu yazıda mikroorganizmalar ve protezler arasındaki bağlantıyı anlatacağım. Keyifli okumalar…

Ancak mikroskopla görebildiğimiz küçücük canlılardır mikroorganizmalar. Bu minik canlılar çevremizde her yerde bulunurlar: havada, suda, toprakta ve biz insanlar dahil tüm canlılarda. Mikroorganizmaların en önemli temsilcileri bakteri, maya ve mantarlardır. Küçük oldukları kadar, görevleri de bir o kadar çeşitlidir. Mikroorganizmalar bireyciler veya ekip çalışanlarıdır ve bunların büyük çoğunluğu yararlı ve çoğu zaman hayati görevleri yerine getirir. Bu gerçek sayesinde biz bu mikroorganizmaların yararlı özelliklerinden faydalanabiliriz.

Serbest radikallere karşı mikroorganizmalar…

Etkili mikroorganizmalar dental seramiklerde “serbest radikal süpürücüler” gibi davranırlar. Protezlerin kişinin kendi dişlerinin aksine başlangıçta vücut tarafından yabancı bir cisim olarak algılanmasından kaynaklanan temel stres durumuna aktif olarak karşı koyarlar. Genel olarak, seramikler kalıcı olarak olumlu, yenileyici, antioksidan bir etki geliştirebileceği ve dengeli bir ağız florası üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.

Seramik kaplamalar ağızda pH’ın iyi düzenlenmesi, diş etlerinin kronlara uyum sağlaması, kronların yerleştirilmesinden sonra öğütücü dişlerin daha hızlı yatıştırılması, dişlerin sıcağa ve soğuğa karşı duyarlılığının azalması, iyi taşıma konforu (yabancı cisim hissi olmaz), farklı diş malzemelerinin ağızda bir araya gelmesiyle uyumlaştırıcı etki ile oral bakteri ortamının iyileştirilmesi gibi olumlu ve tercih edilen etkiler yaratır.

Peki mikroorganizmaların protezlerle ne ilgisi var?

Ağızda da çok sayıda mikroorganizma yaşar ve bu da dişlerin sağlığı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Tükürükte ve mukoza zarlarında yaklaşık 600 farklı türün bulunduğu bilinmektedir. Ağzımızdaki tüm mikroorganizmaların tamamına ağız florası denir. Ağız florasında da ağırlıklı olarak yararlı ama aynı zamanda zararlı mikroplar yaşar.

Örneğin laktik asit bakterileri sağlıklı bir ağız florası sağlar. Çünkü diş etlerini istilacı patojenlerden korurlar ve insan bağışıklık sistemini güçlendirirler. Öte yandan, çürük bakterileri sert plak oluşumundan ve şekerin mineye saldıran aside dönüştürülmesinden sorumludur.

Protezler başlangıçta vücut tarafından yabancı cisim olarak algılanır. Ağız florasındaki faydalı mikroplar için stresli bir durum ortaya çıkar ve bunun sonucunda bağışıklık sistemi zayıflar.

Mikroorganizmalar protezlerin uyumluluğunu aktif olarak destekleyebilir mi?

Farklı yararlı mikroorganizma türleri, ağız florasını olumlu yönde etkilemek ve onu dengeye geri getirmek için birlikte çalışabilir: sözde etkili mikroorganizmalar (kısaca EM olarak da bilinir). EM, fotosentetik bakteriler, laktik asit bakterileri, maya ve aktinomisetleri içeren 80 faydalı mikroorganizmanın bir karışımıdır. Şeker kamışı melası ve su kullanılarak üretilen bu mikrop karışımı, mikroorganizmaların diş teknolojisinde kullanılması için başlangıç ​​ürünüdür.

Bu mikroorganizmalarla ilgili özel olan şey, dental seramik pişirildiğinde (1000-1200 derece) oluşan aşırı yüksek sıcaklıklarda hayatta kalabilmeleridir. Bu bulgu, iyi tolere edilen bir protezin geliştirilmesine giden yolda trend belirleyici olmuştur: Protez üretimi için pişirme işlemi sırasında etkili mikroorganizmalar korunursa, olumlu özelliklerini de korurlar. Bu sayede bitmiş protezin tolere edilebilirliğini aktif olarak teşvik edebilir.

Bu nedenle, seramikler için dental seramik kütlesine etkili mikroorganizmalar uygulanır. Pişirme işleminden sonra mikroplar protezlere kalıcı olarak gömülür ve protezler takılır takılmaz işe başlayabilirler: Protezlerdeki yabancı cismin bozduğu ağız florası mikroplarının dengesini yeniden sağlarlar. Bu sayede vücudun protezleri yabancı olarak reddetmeyip bütünleştirmesini sağlarlar. Ayrıca etkili mikropların diş etleri, tükürük, kan ve sinirler üzerinde faydalı bir etkisi vardır.

Ne var ki, protezler, ağızda bulunan mikroorganizmaların yumuşatmalarını ve plakları engellemek için düzenli temizlik ve hijyen önlemlerine ihtiyaç duyar. Protezlerin üzerinde biriken bakteri plakları, diş etine, ağız kokusuna ve protez stomatiti gibi korumaya neden olabilir.

Dolayısıyla, protezlerin uyumunu sağlamak ve korumak için her zamanki gibi ağız hijyenine özen göstermek önemlidir. Her öğünden sonra temizlenmeli, düzenli olarak fırçalanmalı veya temizlik tabletleri ile temizlenmeli ve uygun bir şekilde saklanmalıdır. Ayrıca, diş hekiminin gözetiminde düzenli kontrol ve temizlik randevularına da önem verilmelidir.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Mikroorganizmaların protezlerle ne ilgisi var? first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.

Bu tedavi protokollerinin en önemlilerinden biri “önleme için uzatma” olarak bilinen şeydir. Temel anlamda, bir diş hekiminin sadece çürümüş diş yapısını değil, aynı zamanda çürümeye açık sağlıklı yapıyı da ortadan kaldırması anlamına gelir. Ancak dişleri kurtarmada etkili olmasına rağmen, bu prensibi uygulamak, dişi zayıflatabilen sağlıklı doku kaybına neden olabilir.

Ancak diş hekimliğindeki yeni gelişmelerle birlikte, çürük tedavisi elden geçiriliyor. Zamanla kendini kanıtlamış protokoller temel olmaya devam ederken, diş hekimleri minimal invaziv diş hekimliği olarak bilinen bir konseptte diş yapısının daha fazlasını korumanın yeni yollarını buluyor.

Daha iyi teşhis araçları

Diş çürüğü eninde sonunda dişin içini, köklerini ve destek kemiğini enfekte edip zarar verebileceğinden, diş yapısını daha fazla korumanın en iyi yolu onu mümkün olduğu kadar erken tedavi etmektir. Şimdi, dijital röntgenler, mikroskobik büyütme ve optik tarama gibi yeni teşhis araçları, diş hekimlerinin çürüğü daha erken tespit etmesine ve tedavi etmesine yardımcı oluyor, böylece çıkarılması gereken doku miktarı azalıyor.

Daha iyi önleme yöntemleri

Diş çürüğü ile savaşta ağız hijyeni ve düzenli diş bakımı temel silahlarımızdır. Ek olarak, diş hekimleri, CPP-ACP adı verilen süt türevi bir ürünle birlikte topikal florür kullanarak, asit saldırısına karşı güçlendirmek için diş minesine daha fazla boşlukla savaşan organik bileşik uygulayabilirler.

Daha iyi tedavi teknikleri

Diş hekimleri havayla aşındırma (minyatür bir kumlama makinesi gibi çalışan ince parçacıklı bir sprey) ve lazerler kullanarak artık çürümüş yapıyı sağlıklı dokuya geleneksel bir diş matkabı ile olduğundan daha az zarar vererek kaldırabilirler. Kompozit reçinelerle yapılanlar gibi yeni, daha güçlü diş dolguları, bunlara uyum sağlamak için daha az yapısal kaldırma gerektirir.

Bu yenilikçi yaklaşımlarla diş hekimleri sadece dişleri kurtarmakla kalmıyor, aynı zamanda yapılarını da koruyorlar. Ve bu, genel diş sağlığınızı uzun vadede iyileştirebilir.

Saygılarımla.

Diş Hekimi Erdal Ersan

Özel İmplavizyon Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Bozkurt / Denizli

The post Minimal invaziv teknikler diş çürüğü tedavisini iyileştiriyor first appeared on Denizli Haber Denizli Güncel.