Siyaset

İnce: “Anket Firmaları ya İktidardan ya Belediyelerden Korkuyorlar”

İnce: “Anket Firmaları ya İktidardan ya Belediyelerden Korkuyorlar”

Muharrem İnce, “Anket firmalarını otobüsümüze davet ediyorum. Buyurun gelin. Ama bizde öyle lüks şeyler yok. Simit, kahve ne bulursak yiyeceğiz, içeceğiz, gezeceğiz. Misafir etmek istiyorum sizi. Sokakları bir görün bakalım. Sandığınız gibi miyiz?” dedi.

Memleket Partisi Genel Başkanı, Memleket Buluşmaları Programı’na Denizli’den devam ediyor. Denizli’de basın açıklaması gerçekleştiren İnce, “Bu kafayla devam ederse, bu günlerimizi ararız. Bu kafayla devam ettiği takdirde sefalet kaçınılmazdır. Açlık kaçınılmazdır. Utanmadan bir de bu ülkenin Hazine Bakanı, “Siz de diyor yüzde 10 enflasyon var sokağa çıkamıyorsunuz. Biz de diyor yüzde 80 var rahatça geziyoruz. Utanmadan bile bunu söylüyor” diyerek iktidara yüklendi. İptal edilen KPSS’yi gündeme getiren İnce, Sorular çalındığı için iptal olmadı. Soruların çalındığı duyulduğu için iptal oldu. Bundan önce iptal olmamışsa çalınmadığı anlamına gelmez, duyulmadı anlamına gelir. Bunu böyle bilelim” diye konuştu.

İşte İnce’nin konuşmasından başlıklar:

İSTEDİĞİNİZ KADAR KOMİTE KURUN SONUÇ ALAMAZSINIZ

Dün Fiyat İstikrarı Komitesi toplantısı vardı. Altıncı toplantı sonuç sıfır. Neden sıfır? Çünkü fiyat istikrarı işi komitelerin işi değildir. Fiyat istikrarı Merkez Bankası’nın işidir. Siz kurumları çökertirseniz Merkez Bankası Başkanı’na Acıpayam İlçe Başkanınız gibi davranıp “Merkez Bankası Başkanınım” diye hitap ederseniz, bağımsızlığını yok ederseniz, liyakatı yok ederseniz, istediğiniz kadar komite kurun sonuç alamazsınız.

HEPİMİZ FAKİRLİKTE BİRLEŞİYORUZ

Kendini ekonomist zanneden Erdoğan, Aralık 2021 de “nas” var dedi nas. “Bir Müslüman olarak nasın gereklerini yaparım” dedi. Ve Müslümanların bir kısmını nas diyerek kandırdı. Müslümanların tümünü kandırmadı ama bir kısmını kandırdı bir kısmını da kandırmaya devam ediyor. Bakın 2021’in biri ilk 6 ayında bankalar 34 milyar lira kâr etmiştir. 2022’nin ilk 6 ayında ise 169 milyar kâr etmişler. Türkiye’de ne turizm ne tarım ne sanayi ne tekstil aklınıza ne geliyorsa hiçbir sektörde böyle bir karlılık yok. Yani hepimiz fakirlikte birleşiyoruz. İşte bizim cebimizden aldığı paraları Erdoğan, bankaların kasasına koydu. 2021’in ilk 6 ayında 34 milyar lira kar ediyor. 2022’nin ilk 6 ayında 169 milyar kâr ediyor. Yüzde 400 artış var. Ne yapmıştı? 2021 ‘in kasım – aralık ayında “nas” dedi. Merkez Bankası’nda faizleri 19’dan 14’e düşürdü. Ne oldu? Tabeladaki faiz düştü. Gidin bankaya öyle 14 falan yok. Değerli arkadaşlarım talimatla faiz düşmez. Polisiye tedbirlerle enflasyon düşmez. Üretici enflasyon yüzde 145 olmuş, çözümü ne market sayısını arttıracak. Çözüme bakın Allah aşkına…

BU KAFAYLA DEVAM ETTİĞİ SÜRECE SEFALET KAÇINILMAZDIR

Bu kafayla devam ederse, bu günlerimizi ararız. Bu kafayla devam ettiği takdirde sefalet kaçınılmazdır. Açlık kaçınılmazdır. Utanmadan bir de bu ülkenin Hazine Bakanı, “Siz de diyor yüzde 10 enflasyon var sokağa çıkamıyorsunuz. Biz de diyor yüzde 80 var rahatça geziyoruz. Utanmadan bile bunu söylüyor. Yoksulluğu arttırdılar, yasakları arttırdılar, yolsuzluğu arttırdılar. Ama yüzsüzlükte zirve yaptılar. Gerekçeleri şu; bir pandemi var. İki, Rusya- Ukrayna savaşı var. İyi tamam anladık da. Ben geçmişte Ecevit’i, Demirel’i, Özal’ı takip eden birisi olarak, İran ve Irak savaşı 8 sene sürdü hemen yanı başımızda. Ukrayna Rusya savaşı yanı başımızda değil. İran, ırak savaşı yanı başımızdaydı 8 sene sürdü. Hiçbirinin pahalılığı, enflasyonu bahane için İran- Irak savaşını kullandığını görmedim. Ya bırak onu sen, 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı yaptık. Biz savaşın daniskasını yaşadık. Savaşı yaşayan taraftık. Hiç birisi çıkıp da “kuyruklar var, benzin yok falan ama savaş nedeniyle oldu” bahanesini söylemedi. Kimse bir bahane bulmadı. İyi anladık. Rusya’da Ukrayna’da savaş var, doğru. Orada insanlar ölüyor, doğru. Sınırlarımızda değil. Ama nasıl oluyor da Ukrayna’da enflasyon yüzde 21,5, Rusya’da 15. 9, Türkiye’de 80 biri bana bunu anlatsın o zaman. Savaşan ülkede 15, 20, 21. Karadeniz’in karşısındaki Türkiye’de yüzde 80, neden? Çünkü Türkiye’de kötü yönetim var. 2022 için hedef kaçtı biliyor musunuz? 2022’nin başında, enflasyon hedefi yüzde 5.Gerçekleşen kaç? O da TÜİK’e göre yüzde 80. Kaç kat yanılmış?16 kat yanılmış. Allah aşkına biriniz şirketinize bir CEO alsanız bir yönetici alsanız o yönetici hedefleri 16 kat yanıltsa hemen işten atmaz mısın? Hemen işten çıkarmanız lazım, sizi batırır bu. Yüzde 5 dediği enflasyon o da TÜİK’e göre inanmadığımız TÜİK’e göre yüzde 80 çıkmış! Demek ki bunların öngörüleri, hedefleri hepsi çökmüş.

MEMLEKET PARTISI GENEL BASKANI MUHARREM INCE DENIZLIDE BASIN MENSUPLARININ SORULARINI YANITLADI FOTOGRAF: /MEMLEKET PARTISI GENEL MERKEZI

PARA BULMALARI LAZIM!

Şimdi değerli arkadaşlar para yok tabi! 20 senede soydular memleketi. Para bulmaları lazım. Nasıl para bulacaklar? Gayri meşru para buluyorlar. Gayrimeşru para! Nasıl gayrimeşru para? Kaşıkçı dosyasını Arabistan’a satıyorlar mesela. Katile dosya veriyorlar. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri’ne terörist diyorlardı,15 Temmuz’un finansörü diyorlardı. Mesela son günlerde Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili ilginç şeyler oluyor. Türk müteahhit oradan çıkarılıyor; kovuluyor. Soruyorum, çok net! Sesinizi çıkarmıyorsunuz. Erdoğan, para için mi sesini çıkarmıyorsun? Para için her şeyi yapacak noktaya mı geldik artık bu noktada mısın? Aylardır konuşuyordun, Suriye’ye harekat yapacaktın. Acaba izin mi vermediler?

ESAD’LA BİR AN ÖNCE GÖRÜŞMELİSİN

Şimdi bakın! Devlet şöyle yönetilir. Bir, Suriye’ye harekat güvenliğimiz için gerekliyse mutlaka yapılmalıdır. Ne Amerika’dan ne Rusya’dan izin almamız gerekmiyor. Gerekli değilse neden şov amaçlı siyasetin bir parçası yaptınız bunu? Ama gerekliyse ve tehdit ediliyorsanız onu da bilmemiz lazım. Bir başka konu, ülkemizin çok yakında çok başını ağrıtacak. Bize büyük problemler çıkaracak sığınmacılar konusu. Marmaris’te kamyon içinde sığınmacılar yakalanıyor. Marmaris neresi? Türkiye’nin en batısı en ucu. Ya bu demek ki Van ‘dan girmiş Marmaris ten çıkmak üzere. Bu ülkenin güvenlik güçleri nerede? Marmaris’e kadar nasıl geldi bunlar? Esad’la görüşeceksiniz, görüşmelisiniz Sayın Erdoğan. Esad’la görüş. Büyükelçi ata. Bunları gönderelim, göndermemiz lazım. Kilis gibi bazı illerimizde? Sığınmacı sayısı o ildeki yaşayanların sayısını aştı. Herkesle görüşüyorsun. Terör devleti dediğin İsrail ile de görüştün. Esad’la bir an önce görüşmelisin.

CEMEVLERİ İBADETHANEDİR

Bir başka konu Cemevleri konusu. İbadethanedir cemevi. Bir inanç grubu kendini nasıl tanımlıyorsa o tanım doğrudur, devlet bu tanımı yapamazdır. Erdoğan sessiz kalıyor şimdi oysa 2018’de beraber yarışırken meydanlarda ben de söz verdim, o da söz verdi. Üzerinden 4 sene geçti. İbadethane statüsünde mutlaka tanınmalı. Vergi veriyorlar, askere gidiyorlar, şehit oluyorlar. Ama eşit haklar yararlanamıyor aleviler. Sünniler camilerde yararlanıyor. Aleviler cemevlerinde yararlanamıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı banka promosyonu için bile fetva veriyor. Ama kur korumalı mevduat için, çiftçi borçları için, Cemevleri için tek kelime edemiyor. Değerli arkadaşlarım şunu da unutmayalım tabi; cami nasıl bir ibadethane ise kilise nasıl bir  ibadethane ise sinagog nasıl bir ibadethane ise cemevi de ibadethanedir. Ama en sonunda da şunu ekleyeyim. Ne camide ne cemevinde hiçbirinde siyaset yapılmamalıdır. Bunu da unutmamamız lazım.

MÜLAKATLAR ORADA DURUYOR

Yıllarca öğretmenlik yaptım bu ülkede. Çocukların sınav kağıtlarını okurken adını kapatırdım. Adından etkilenmeyelim adil olalım diye. Bir ÖSYM vardı. Rahmetli Altan Günalp’ın kurduğu. Herkesin güven duyduğu bir ÖSYM. Apartman görevlisinin çocuğu tıp kazanıyordu. Valinin çocuğu kazanamıyordu kimse gıkını  çıkarmıyordu. Adil bir kurum vardı. Güven duyulan bir ÖSYM vardı. Devletin bütün kurumlarının canına okudukları gibi ÖSYM’nin de canına okudular. Sorular çalındı. Sınav iptal oldu, öyle mi? Değil! Sorular çalındığı için iptal olmadı. Soruların çalındığı duyulduğu için iptal oldu. Bundan önce iptal olmamışsa çalınmadığı anlamına gelmez, duyulmadı anlamına gelir. Bunu böyle bilelim. Soruların çalındığı için değil, duyulduğu için sınav iptal oldu. En güvenilir kurumu çökerttiler. Ben bu iptal etmeyi samimi bulmuyorum. Öğretmen yüreğim, öğretmen vicdanım, sınavın iptal edilmesi bende hiçbir şey ifade etmiyor. Neden biliyor musunuz? Mülakatlar orada duruyor. Hiçbir mülakatı ahlaklı değildir bunların. Hiçbir mülakatı bilimsel değildir, hepsinde şaibe vardır. Hepsinde hile vardır. Hepsinde torpil vardır. 95 alan çocuğa yazılıda 95 alan çocuğa 40 verip mülakatta eliyorsunuz utanmaz adamlar. Rezil adamlar.

BUNLAR AKILLANMAYACAK

Değerli arkadaşlarım, akıllanmayacak bunlar emin olun. FETÖ’de akıllanmadılar. 17 üniversite açtırdılar. Ne istedik de vermedik dediler. Bitsin bu hasret dediler, sıla hasreti dediler. Sonra terörist FETÖ dediler. Akıllanmayacak bunlar. Şimdi FETÖ’yü terörist görüyorlar. FETÖ yerine başka bir cemaat arıyorlar. Ya başını aynısı gelecek 10 sene sonra. Akıllanmıyorlar. FETÖ’nün yerine başka bir cemaati ikame etmeye çalışıyorlar. Amaç temizlemek, amaç liyakat amaç dürüstlük değil Amaç cemaat değişimi. Bu mülakatlar burada durduğu sürece Türkiye’de sınavı iptal etsen ne olur ve etmesen ne olur?

ÖĞRETMENLERİN HEPSİNİ ATASAK BİLE YETMEZ

Bir başka konu öğretmenlerimiz gündemde bu aralar. Ne seçimden sonra sizin sorununuzu çözeriz biz ortaklaşa ne öyle? Ne şimdi bu vurdumduymazlık yaparız. Gerçeği şimdiden söyleyelim. Bir, öğretmen açığımız var bizim, öğretmenler işsiz. Öğrenciler öğretmensiz. Kadrolu atamıyorlar, ücretli atıyorlar. Niye az para verecekler. Asgari ücret bile alamıyor ücretli öğretmenler. Aynı okuldalar aynı sınıfa giriyorlar farklı ücret alıyorlar. Danıştay kararı var. Öğretmenlik mesleğiyle ilgili öğretmenlik asli sürekli bir iştir. Ve uzmanlık gerektiren bir iş. Öğretmenlik bir uzmanlık işidir. Ayrıca sınava sokup uzman öğretmen demeye gerek yok. Başöğretmen ise baştan olmaz bir tane başöğretmenimiz var bizim o da Mustafa Kemal Atatürk. Bakın yapılması gerekenleri söyleyeyim. Çok yakında Memleket Partisi’nin iktidarında 100 günde yapacaklarımızı açıklayacağız. Bakın eğitimle ilgili olanlarını söylüyorum. Bir köy okulları derhal açılmalı. Köy okullarını açarsan şimdi domates, pahalı biber pahalı, bunu konuşuyoruz ya! Ona da faydası olacak. Üretim artacağı için faydası olacak. İkili eğitim yok edilmeli, derhal. Sabahçı öğlenci uygulaması hemen bitirmeliyiz. Birleştirilmiş sınıf bu çağın ayıbıdır. Zaten birleştirilmiş sınıfları yok etsek, ikili eğitimi yok etsek, köy okullarına açsak atanamamış öğretmenlerin hepsini atarsak bile yetmez bize öğretmen daha da öğretmen lazım.

EĞİTİMİN CANINI OKUDUNUZ

Öğretmenleri bu sınava yöneltmek yanlış bir iştir. Asıl olan öğretmenliktir. Tercih yapılması gereken okul müdürlüğü değil sınıftır. Sınıfı cazip hale getirmelisiniz. Herkes sınıfı seçmeli. Bütün yöneticiler neredeyse yüzde 85’i aynı sendikadan Türkiye’de. Okullardaki okul müdürleri, İlçe Milli Eğitim müdürleri yüzde 85’i aynı sendikada. O sendikaya üye olursa yönetici olabilir. Diğerlerinden olamaz. Bir meslek daha var. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni isen kesin yöneticisinin zaten banko. Özel olarak eğitilmişler onlar. Yönetici kadro. Bir memleket düşünün ki öğretmenlik branşları arasında ayrım yapsın. Mesela bu sene kaç fizik öğretmeni alınacak, kaç din dersi öğretmeni alınacak bir bakar mısın? 5 katıdır din dersi öğretmeni. Biri yüzse öbürü 500’dür. Bitiremediniz mi ya 20 senede ala ala bunları. Aman bunu konuşmayalım niye din var olsun. Ne demek yani konuşmayacak mıyız? Ne demek din var ya? Biz Müslüman değil miyiz? Konuşacağız kardeşim hepsini konuşacağız. Ayıp ya utanmıyor musunuz siz? Hepiniz müdür oldunuz ya bu ülkede? Matematik öğretmeninden müdür olmuyor mu? Müzik öğretmeninden müdür olmuyor mu? Kimya öğretmeninden müdür olmuyor mu? Hepiniz müdür oldunuz ya? Yönetici kesildiniz başımıza ama eğitimin de canını okudunuz. Eğitim de yerlerde sürünüyor. Eğitimin niteliğini  hiç bu kadar düşmemişti. Yazık çocuklara.

ÖĞRETMENDEN BAŞLAMAZSANIZ SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ

Türkiye’de Memleket Partisi’nin iktidarında öğrenci sayısı 750 binin üzerinde olan okulları hastaneler gibi yöneteceğiz. Okul müdürü ayrı olacak. Eğitim önderi ayrı olacak. Başhekim ayrı iş yapıyor. Hastane müdürü ayrı iş yapıyor. Okul müdürünün, öğretmen olması gerekmez. Okul müdürü İşletme Fakültesi mezunu da olabilir. Camı, kırılan pencereyi taksın. Tebeşir alsın, okulun eksiğiyle, geldiğiyle uğraşsın. Ama eğitim önderi yüksek lisans yapacak, yabancı dil bilecek, alanında kitap yazacak, çalışmaları olacak, eğitim akademisine gidecek. Adamı alıyorsunuz İstanbul Milli Eğitim Müdürü yapıyorsunuz. Sonra alıp Denizli Kale Ortaokulu’na fizik öğretmeni, matematik öğretmeni olarak gönderiyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. Tümgenerali bölük komutanı yapıyor musun? Yapmıyorsunuz. Öğretmenliği inşallah Memleket Partisi’nin iktidarında hak ettiği noktaya getireceğiz. Eğitimi çözmenin başlangıcı akıllı tahta değildir. Başlangıcı bilgisayar değildir. Başlangıcı derslik sayısı değildir. Eğitimin başlangıcı, eğitimin orjini öğretmendir. Öğretmenden başlamazsanız sorunları çözemezsiniz.

ANKET FİRMALARINI OTOBÜSÜME DAVET EDİYORUM

Bu anket firmaları! Bu anket firmaları ya iktidardan korkuyorlar ya da muhalefetin belediyelerinden korkuyorlar. Belediyelerle çok işi var bunların çünkü. Anket firmalarını otobüsümüze davet ediyorum. Buyurun gelin. Ama bizde öyle lüks şeyler yok. Simit, kahve ne bulursak yiyeceğiz, içeceğiz, gezeceğiz. Misafir etmek istiyorum sizi. Sokakları bir görün bakalım. Sandığınız gibi miyiz? Anket firmalarını otobüsüme davet ediyorum sırayla. Görsünler Türkiye’yi gezerken. Korkmayın bu kadar ya o belediyeler kimselere kalıcı değil. Yazıyor, her şeyi yazıyor, arkadaşı hepsini yazıyor Memleket Partisi yok. Gelecek var, Saadet var, DEVA var, Değişim var, hepsi var, biz yokuz. Böyle bir şey olabilir mi ya utanmıyor musunuz? 0,1 bile göstermiyorsun ya vicdansız. Bu kadar mı çöktü ahlak ya bu ülkede? Vallahi iktidar olduğumuzda anketleri yaptıracağım size paranızı da halka açık yerde vereceğiz. Canınızı sıkmayın. Otobüse davet ediyorum sizi gelin bir görün bakalım ya! Bizim anketimiz sokakta. Ben Belediye başkan adaylarıyla 2004, 2009, 2014, 2019 yıllarca milletvekili olarak belediye başkan adaylarıyla çalışmalara gittim. Sabah başlıyorduk. Belediye Başkanı adayıyla şehri gezmeye. Akşam üzeri söylüyordum ben ona sen garantisin seçilmişsin diye. Yani belli bu iş. Hatta bir gün bir ilçede 5 6 saat kalacaktım 1 saat gezdim. Abi sen kesin banko senin iş garanti ben gidiyorum dedim. Sen seçilmişsin, belli dedim. En son seçimde bir yere gittim çok sağlam görüyorsun kendini kaybedeceksin dedim. Bizim gibi yıllarını sokağa vermiş siyasetçiler bunu anlar. N asıl gibi sarraf betonun üstüne altını atıp ayarı ne anlar onun sesinden. Biz sokakta anlıyoruz. Ama arkadaşların anketlerine bakınca. Mesela bir tanesi en garip! Parti kurduk, 2,6 gösterdi bizi. Biz daha kurduğumuz gün, hiçbir şey yok. Bir fırça yedi bu, CHP kesti bunun ekmeğini. Bir daha yazmıyor bizi şimdi…Bir MYK Üyemiz kendisine ulaşmaya çalışıyor onu da engellemiş. İçimizde de en kibarı yani. Bu kadar korkmayın arkadaşlar. Hepinize çok teşekkür ediyorum.

Gazetecilerin, “Biliyorsunuz Türkiye’de iki tane ittifak bulunuyor. Cumhur İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıklamıştı. Millet İttifakı ise altılı masaya rağmen birkaç defa 6 kez 5 kez toplandı ve buna rağmen açıklayamadı hâlâ cumhurbaşkanı adayını. Sizce açıklamamasının sebebi nedir? Bir politika mı bu yoksa siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?” sorusuna İnce şu şekilde yanıt verdi.

ÜÇÜNCÜ İTTİFAK: RANT İTTİFAKI

Evet, Türkiye’de iki ittifak yok, üç ittifak var. Biri de rant ittifakı. Duymadınız mı? Hemen yanı başınızda Muğla var. Gidin bakın, Bodrum, Marmaris, Çeşme. Ve böyle ilginç yerlerde çok ilginç ittifaklar var. Ruhsatlar CHP’li belediyeden ÇED raporu AKP’den. Herhalde Denizli’de deniz kenarı olmadığı için siz de pek yok galiba? Burada da var mı? Çok var söyleyeyim yani. Otel, rezidans ne istiyorsanız sayabilirim yani çok. Ha şunu söyleyeyim altısında birisi de çıkıp da ben bu Erdoğan’ı yenerim düşün peşime diyemiyor. Ben diyorum. Ben bu Erdoğan’ı yenerim. Dolar 4 lirayken salladım. Dolar dolar 18 lira oldu. Kesin yenerim.

Gazetecilerin  “Zafer Partisi lideri Türkiye’nin karışıklık tehlikesinden bahsediyorlar. Şöyle bir açıklaması var diyor ki Erdoğan kaybedeceği bir savaşa girmez. Gerekirse Yunanistan’a savaş açar. Gerekirse iç savaşı bahane eder, gerekirse olağanüstü hal ilan eder seçim ertelenir de ertelenir. Sizin bu konuda ki görüşleriniz nedir? Türkiye’de seçimler zamanında gerçekleşebilecek mi?” sorusuna İnce şu şekilde yanıt verdi.

BUNLAR BOŞ LAFLARDIR

Hiç kuşkunuz olmasın bunlara da kulak asmayın. Türkiye şu ana kadar 20 genel seçim yaşadı 10’nunda da iktidarı değiştirdi. Belediye seçimlerinde de Erdoğan İstanbul’u vermez diyorlardı. Bal gibi de verdi. Hem de iki defa verdi. Bunlar boş laflardır. Türkiye muz cumhuriyeti değildir. Yeter ki erken rehavete kapılmadan. Yani zafer kapıda bu gidici demeden. Buna inanalım ama gereğini de hep birlikte yapalım. Yani kaybettiği zaman gidecektir. Başka hiçbir yolu. Daha önce kimler gitmedi ki. Onun için ben bunlara kulak asmıyorum. Türkiye eksiğine rağmen bir hukuk devletidir. Türkiye bunları aşmıştır. 75 yıllık bir seçim tarihimiz var bizim. Ben Erdoğan’ın yenileceğine de adil bir seçim olacağına da inanıyorum.

Gazetecilerin, basın özgürlüğü konusunda sorduğu soruya İnce, şöyle cevap verdi.

A HABER’LE HALK TV’NİN HİÇBİR FARKI YOKTUR

Bütün diktatörler basını susturmak ister, kontrol altına almak ister. Artık günümüzde sosyal medya diye bir şey var. İnternet diye bir şey var. Bu kolay kolay mümkün değil. Bunun yollarını arasalar da bulamıyorlar. Basının çok büyük baskı altında olduğunu biliyorum ama basın da kendini şöyle sorgulamalı. Kamplaşmış bir basın var. Medyanın yüzde 85’i iktidarın tek elinde yüzde 15 muhalefetin tek elinde. Mesela şu söylediklerimin hiçbirini HALK TV’de haber olarak göremeyeceksiniz. Ama onlara sorsan demokrat. A Haber’le Halk TV’nin hiçbir farkı yoktur. A haberi seyredersin kendini Bayburt’ta değil New York’ta zannedersin Manhattan’da zannedersin? Halk TV seyrederken Türkiye batmış gitmiş, uçuyor. Erdoğan yüzde 5 bile alamaz. Ama bizi haber yapar mı ikisi de bizi haber yapamaz…Mesela Türkiye’de en ambargolu siyasetçi Muharrem İnce’dir. En ambargolu parti Memleket Partisi’dir. Haber yapamaz. Ya korkarlar para alıyorlar. Biliyorsunuz Halk TV, Tele 1, KRT her ay düzenli maaş alıyorlar. Maaş alıyorlar; CHP’den maaş alıyorlar, İYİ Parti’den maaş alıyorlar. Miktarlarını bile söylerim. Son zamları bilmiyorum. Haber yapamıyorlar çünkü  maaşı keseriz diye tehdit ediyorlar. Sonra bunlar bu ülkeye demokrasi getirecek. Ne farkı var Erdoğan’ın medyasından? Ne farkı var Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun? Bunlar mı demokrasi getirecek? hiçbir farkları yok. Onun için insan üstü bir gayretle çalışıp, tek yerel basına güveniyor musun? Acayip güveniyorum.

Partinizden ayrılan Mehmet Ali Çelebi ile ilgili gündemde Cumhur İttifakı’na katılacak bilgisi gelmişti. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Ve ikincisi geçen günlerde Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt’un bir gazeteciyi dövmesinden sonra şöyle bir tweet attı AK Parti döneminde dövülen gazeteciler dedi. Ama kendisi bir televizyon programında gazetecinin üzerine yürüdü. Bu AK Parti ile aynı yolda yürüdüğünü göstermiyor mu? Sizin partiniz olsaydı ne yapardınız?

SİYASET YUMRUKLA YAPILMAZ DİLLE VE BEYİNLE YAPILIR

Mehmet Ali Çelebinin yolu bahtı, açık olsun. Bazen insanlar kendilerine zarar verirler. Ben onun bir abisi olarak geçmişte hukuku olan birisi olarak kendine zarar vermemesi tavsiye edebilirim. Yolu bahtı açık olsun. Cemal Enginyurt’a gelince. Kendisini ringde zannediyor. Meclisi de ring zannediyor, stüdyoyu da ring zannediyor, her yeri ring zannediyor. Ona da yumruklarını değil, dilini kullanmasını öneririm. Siyaset yumrukla yapılmaz dille ve beyinle yapılır. İkisini kullanmasını tavsiye ederim.

,

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

,

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL