Ekonomi

Ekonomide İyi Beklentiler: Aşı Ekonomisi ve Ötesi

Ekonomide İyi Beklentiler: Aşı Ekonomisi ve Ötesi

En karamsar astrologların en korkunç tahminlerinin tutturulduğu yıl olan, iki bin yirmi yılı ekonomide enkaz bırakarak aramızda ayrıldı. Kovid-19 küresel salgının gölgesinde geçen bir yıldan sonra, yeni yıl ekonominin insanların yaşadığı sıkıntıları aşmasında yeni ümitler getirmesi beklenmektedir. Bu yıl için ekonomide ilk beklenti ülkelerin salgın ortamından kurtulmasıdır. Özellikle salgınla mücadelede ekonomik faaliyetleri aksatmadan çözüm yöntemi, aşı uygulamalarıdır. Dünyada aşı geliştirme faaliyetleri incelendiğinde aynı zamanda ekonomik yapıları da ortaya çıkmaktadır. Rusya ve Çin tarafından geliştirilen aşıların ya kamu faaliyeti ya da kamu ortaklığının yoğun olduğu kamu iktisadi teşekkülleri tarafından geliştirilmiştir. Batı ülkelerinin geliştirdiği ülkelerde ise aşı faaliyetleri özel firmalar tarafından desteklenen üniversite araştırma laboratuvarlarından veya ar-ge firmaları tarafından geliştirilmektedir. Yani ülkelerin ekonomik anlayışları aşı geliştirme faaliyetlerinde de karşımıza çıkmaktadır.

AŞI FİRMAÜLKEKAPASİTE/tahminiMÜLKİYET
Sputnic VGamaleya ResearchRUSYA500 milyon DozKAMU
BBIBP-CorVSinopharmÇİN1 milyar DozKİT
mRNA-1273ModernaABD600 milyon DozÖZEL
ComirnatyPfizer-BioNTechALMANYA750 milyon DozÖZEL
ZD1222Oxford–AstraZenecaİNGİLTERE3 milyar DozÖZEL

 

Aşıların tahmini üretim kapasiteleri incelendiğinde aşağı yukarı 2021 yılı içerisinde 5 milyar dozluk bir üretim yapabilecekleri anlaşılmaktadır. Yeni lisans alacaklarla birlikte bu rakam 6 milyar dozu bulabilir. Bu durumda dünyada yaklaşık 2 milyar insanın aşıya ulaşma imkânının olmayacağı ortaya çıkmaktadır. Tahmini olarak ta fakir ülkelerin aşıya ulaşması iyimserlerin görüşüne göre 2024’e kadar kalabilir. Yani ekonomide eşitsiz gelir dağılımının veya gelir dengesizliğinin aşı için de geçerli olacağını göstermektedir. Çin için bile kendi aşısını geliştirmesine rağmen ülke nüfusunun yaklaşık yarısının 2021 yılında aşıya ulaşması mümkün görünmüyor.

Aşı ekonomik bir mal olarak kamusal(topluma ait) veya özel bir mal olarak mı kabul edileceği bu tartışmaların en önemli yanı. Eğer kamusal bir mal olarak kabul edilirse kamu otoritesi tarafından temin edilip bütün topluma ulaştırılması gerekmektedir. Bu da 2021 yılı için ülke bütçelerine yeni bir harcama kalemi olarak karşımıza çıkacaktır. Üretilen aşıların maliyetleri incelendiğinde 3 ABD doları ile 25 ABD doları arasında değişkenlik göstermektedir. Zamanla bu değer azalacaktır ama ülkeler ortalama olarak aşı başına 10 ABD doları ödeyerek satın alacağı aşıyı uygulayabilecektir. Sağlam bir kamu sağlık sistemine sahip olan ülkeler için uygulaması kolay olabilecektir. Fakat kamu sağlık sistemi olmayan veya sağlık altyapısı yetersiz ülkelerde aşısının uygulanması muhtemelen Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü veya gönüllü çalışan sivil sağlık örgütlerinin organizasyona bağlıdır. Görünen o ki 2021 yılının ekonomik savaşları ve ekonomik faaliyetleri aşı üzerinden yürüyecektir. Aşı geliştirme en az nükleer üretim kadar dünyada istisnası olan bir ekonomik faaliyet olarak ortaya çıkmakta. Aşı geliştiren ülkeler, ABD, Almanya, Çin, Rusya ve İngiltere dünya ekonomisinde ve politikasında da belirleyici ülkeler. Üzücü olan ise henüz Türkiye’nin de içinde bulunduğu Müslüman ülkelerin henüz aşı geliştirme adına yeni bir şey yapamamasıdır.

Türkiye başarılı bir kamu sağlık altyapısına sahip olduğu için aşı organizasyonunda hızlı ve etkin uygulamalar geliştirebilecek durumda. Türkiye aşı temininde öncelikle konvansiyonel yöntemle geliştirilen ve uzmanların tespitiyle düşük riskli olan Çin aşısını ithal etti. Bu aşıyı sağlık personelinden başlayarak yaklaşık 50 milyon kişiye uygulamak istiyor. Bu durumda yaklaşık bütçesinden 500 milyon ABD doları harcama yapabilir. Aşağı yukarı 3,8 milyar Türk Lirası aşı için yurtdışına çıkabilecektir. Aşının uygulanması ve biran evveli ekonomik faaliyetlerin başlaması açısından güzel. Fakat her zaman aklımızda kalacak ise, petrol ve doğal gaz gibi bizde olmayan kaynakları için döviz harcayan ülkemiz, ilaç araştırmalarında da yenilik ve atılım yapacak altyapıyı geliştirmek zorunda. Böylece muhtemel salgınlarda veya yeni hastalıklar için ülke dışına milyarca para ödemek zorunda kalmayabilir. Ayrıca fakir ülkelere mutlaka aşı dağıtımı yapılmalı ki, dünyada yeniden alevlenecek bir salgın küresel ekonomiyi korumanın ucuz yöntemlerinden birisi olabilecektir.

,

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

,

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL