Ekonomi Yazarlar

Ekonomide Kalkış Pozisyonu: Büyümeye Doğru

Ekonomide Kalkış Pozisyonu: Büyümeye Doğru

Herhangi bir ekonomide çeyreklik dönemlerde üst üste iki dönem negatif büyüme gerçekleşmesi teknik resesyondur. Türk ekonomisi 2019 yılında bir resesyon sürecinden çıktı.

Ekonomide 2016 yılında başlayan kur dalgalanmalarından sonra enflasyonda artış, faiz oranlarında yükselme, sanayi kapasitesi düşüş ve sonunda büyümede sorunlar yaşandı. 2018 yılından 2018 yılının son çeyreğinde başlayan daralma ancak 2019 yılının son çeyreğinde son ermiş gözükmektedir.

2020 yılının başı yeniden kalkış pozisyonu için bir işaret olarak algılanabilir. Artık yeniden yatırım ve harcama trendlerinde değişimle birlikte, ekonominin yeni bir toparlanma ve stabilizasyon dönemine girmesi hane halkı, firmalar ve diğer ekonomik aktörler tarafından umutla beklenmektedir. Ekonomide 2016’dan 2018 sonuna kadar enflasyon %24 seviyesine, işsizlik %15’lere yaklaşan bir olumsuz eğilimden, 2019 yılının sonuna doğru enflasyonun %12’lere ve faizlerin %10 seviyesine gelindi. Her şeyden önemlisi %75’lere düşen ekonomik ekonomik güven endeksi, yeniden %90 seviyesinin üzerini göstermektedir. Ekonomide işlerin yolunda olmadığı dönemde firmaların borsa değerlerindeki düşüş, borsayı yatırımcılar için avantajlı bir platform haline getirdi. Altı aylık süreçte BIST-100 endeksi 85 binlerden 125 bin seviyesine yükseldi. Yani ekonomide iyiye doğru bir yönelme olmaktadır. İyiye gidiş her şeyin yolunda olduğunu göstermekte midir? Sorusunun cevabı ise kolay değildir. Öncelikle kur yükselişi ve iç piyasadaki durgunluğu dışa açılarak çözme gayretinin sonucu olarak artan ihracat gelirleri ve azalan cari açıkta artık sınırlara ulaşıldığı ortaya çıkmaktadır. Yine faizlerin düşüşü ile birlikte Türk Lirası varlıkların getirisinde negatif getiri sınırına gelinmiştir. Ayrıca turizm gelirlerindeki artışla sağlanan döviz girişinde yeni artışların yeterince hızlı gelmeyeceği tahmin edilebilir. Ayrıca Amerika’daki seçim belirsizliği, Doğu Akdeniz’den kaynaklanan jeopolitik riskler ve sürekli sorun olarak göçmen krizinin devam etmesi gibi dışarıdan kaynaklanan sorunlar ile ekonomi karşı karşıya kalacaktır. Bu durumda ekonomide heyecan yaratacak ve piyasayı zinde tutacak yeni bir vizyon ve hikaye gereklidir. Özellikle de devam eden işsizlik baskısı ve dış kırılganlık beklentisi gibi zorluklarında üstesinden gelinecek kadar yüksek seviyede bir büyüme için önemli bir çıkış stratejisi ihtiyacımız devam etmektedir. Yeni Ekonomik Programın getirdiği olumlu hava ve Merkez Bankası’nın olumlu tutum Türkiye açısından yeniden avantaj sağlayabilecek yeni bir vizyoner çıkış beklentisini de artırmaktadır. 31 Ocak’ta AB yolculuğu biten İngiltere, büyük petrol gelirlerine rağmen istikrarsız İran ve sürekli siyasi/ekonomik pozisyonunu avantajlara çeviren Rusya’nın meydana getirdiği farklılıkları da gözeten yeni bir çıkış stratejisi Türkiye’nin büyüme yolculuğunu avantaja çevirebilir. Belki virüs baskısı altına giren Çin ekonomisinin üretim kaybı, Türkiye için sanayi üretimi artıran bir faktör bile olabilir.

,

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

,

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL